Sunter yonca literatürde bulunan birçok yoncanın, çeşit özelliklerinin bir araya getirilmesiyle oluşturulmuş üstün nitelikli bir çeşittir.
Sunter yonca Türkiye’nin bütün bölgelerinde ekilebilen, adaptasyon kabiliyeti çok yüksek, phytophthara kök çürüklerine çok dayanıklı derin kök sistemine sahip bir çeşittir. Bu özelliği ile kurak dönemlerdede büyüyebilen bir çeşit olması sunter yoncayı diğerlerinden farklı kılan en belirgin özelliği olmuştur. Sunter yoncanın biçim sayısı, ekolojik koşullara dayalı vejetasyon süresinin uzun olduğu Ege ve Akdeniz bölgesinde 7-8 biçime kadar, İç Anadolu ve Karadeniz Bölgesi'nde 5-6 biçime kadar, karasal iklimin hüküm sürdüğü Doğu bölgelerinde ise 4-5 biçime kadar çıkabilmektedir. Sunter yonca koyu yeşil renkli, geniş yapraklı, yaprak yoğunluğu çok fazla ve dallanma aralığı birbirine yakın boyu 1,5 metreyi bulabilen bir çeşittir. Birim alanda çıkan yonca otu rekoltesinin çok yüksek olmasından dolayı işletmemiz sunter yoncaya olan talebi karşılayamaz hale gelmiştir. İşletmemiz talebi karşılayabilmek adına üretim alanlarını her geçen yıl genişletmektedir. Morfolojik özelliklerinden kaynaklı uzun boylu yüksek verimli ve nitelikli yonca üretmek Sunter ekmektir. Sunter yonca eken bir üretici daha sonra başka bir çeşit yonca ekmez. Sezon içi taleplerinizi toplu halde sezon öncesi sipariş vererek tahsiste bulunmanız mevsimsel fiyat artışlarından etkilenmemenizi sağlayacaktır. |
GIULIA yonca çeşidinin özellikleri
|
Büyüme Karekteristiği: Dik ve uzun
Gelişme Tabiatı: Erken ilk baharda gelişme gösterir, hızlı yeniden büyüme gücü yüksektir
Dormansi Gurubu: 6/7
Dayanıklılık: Soğuga ve yonca hastalıklarına karşı yüksek dayanıklıdır
Verim: Yüksek verimli, ince kaval tipi sap özelliğine sahiptir
Kışa en dayanıklı fiğ türüdür.
|
GÜLHAN 2005 ÇEŞİDİ Gelişme tabiatı: Kıyı bölgelerinde kışlık veya yazlık, iç bölgelerde yazlık Yaşama süresi: Tek yıllık
Sap uzunluğu: Kışlık ekimlerde 130-150 cm, yazlık ekimlerde 50-70 cm Büyüme karakteristiği: Yatık Yaprak karakteri: Tüysüz. Bir dalda 10-16 yaprakçık bulunur. Çiçek rengi: Mor Çiçeklenme kabiliyeti: Orta Erkenci Bakla iriliği: Orta irilikte. Her baklada 5-6 tohum bulunur Tohum tutması: İyi Tohum rengi ve şekli: Koyu gri Kışa dayanma: -5 ,-8 dereceye dayanabilir Kuraklığa dayanma: İyi Tane dökmeye dayanma: İyi Küllenmeye dayanma: İyi Yaprak lekesine dayanma: İyi Protein oranı: %15-18 (ot) / %26-27 (tane) 1000 Tane ağırlığı: 47-48 gr. |
AMBRA ÇEŞİDİ
|
DEVIS İtalyan çimi çeşidinin özellikleri
|
Süt otu (lolium multiflorum), geniş yapraklı, çok lezzetli ve kolay sindirilebilen tek yıllık buğdaygil yem bitkisidir. Çok geniş yapraklı ve koyu renklidir. Yeniden gelişmesi hızlıdır.
|
BRIGADIER ÇEŞİDİ
Genellikle ılıman iklimlerde verim daha fazladır. Kumlu tınlı, süzek yeteri derede kireçli derin topraklarda gelişir. Taban suyunun yüksek olduğu yerlerde iyi gelişemez.
Ilıman bölgelerde mart sonu nisan başlarında ekimi yapmak gerekir. Ağır ve soğuk topraklarda ise ekim 20 mayısa kadar geciktirilmelidir.
Gübre isteği fazla olan bir bitkidir. Ekimden önce hatta sonbaharda birinci sürümden önce dekara 2-3 ton çiftlik gübresi verilmeli ve sürülerek karıştırılmalıdır. Hayvan pancarının ekimiyle beraber tohum yatağına 18-20 kg Triple Süper Fosfat veya DAP verilmelidir. Dekara 60 kg Amonyum Nitrat (%26) 3'e bölünerek ilk bölümü ekimle beraber olmak şartıyla çapalamalar esnasında geri kalan kısım da verilmelidir.
Ekilen tohumlar 10-12 gün sonra çimlenip toprak yüzeyine çıkarlar. Bundan sonra ilk ve en önemli şey kaymak tabakasının kırılmasıdır. Eğer toprak kaymak tabakası bağlamış ise tohumlar çimlenemez, ölürler. Bitkiler toprak yüzeyine çıktıktan sonra ilk çapa, bitkiler 2-3 yapraklı olunca yapılmalı ve tekleme uygulanmalıdır. Teklemeden sonra hayvan pancarı mutlaka sulanmalıdır. İkinci çapada bundan 15-20 gün sonra olmalıdır.
Hayvan pancarında ilk sulama çok önemlidir. Özellikle ekimden sonra yağış olmadığı taktirde çıkış için mutlaka sulama gerekir. İkinci sulama teklemeden sonra olmalıdır. Diğer sulamalar bitkinin ihtiyacına göre yapılır.
Hayvan pancarı hasadı köklerin büyümesinin durduğu yaprakların kıvrılıp sararmaya başladığı zaman, don mevsiminden önce yapılmalıdır. Hasadı makine veya elle yapılır.
Hayvan pancarının başlıca hastalıkları; Çökerten, kuyruk çürüklüğü pancar uyuz hastalığı, pancar ur hastalığıdır. En önemli zararlıları da pancar leş böceği, pancar sineği ve yaprak piresidir.
A- Mahzen ve samanlıkta saklanması: Az miktardaki pancar için önerilir. Depolanacak pancarlar mahsen veya samanlıklarda 1,5-2 metreden fazla olmamak kaydıyla yığılır. Isının 5 dereceden fazla olmamasına, ışığın direk olarak pancarın üstüne gelmemesine ve havalandırmaya dikkat edilmelidir.
|
||
|
||
SAMSON ÇEŞİDİ
SAMSON, ekimden itibaren 10-12 hafta içinde gelişen, lezzetli, besleyici, tetraploid bir yem şalgamı çeşididir. Yaprakların yanı sıra, toprağın üzerinde gelişen mor köklerinden de faydalanılabilen, lezzetli bir çeşittir. SAMSON, patatesi veya tahıl hasadını hemen takiben ekilebilir. Yetiştirilmesi çok kolaydır. Ekim dönemine bağlı olarak yeşil yaprak ve yumru verimi ile birlikte genelde dekara 10 tonu geçen taze kuru madde verir. Bunun yaklaşık olarak 3000-4250 kg’ı yeşil yaprak, 4500-6500 kg'ı yumrudur. Kuru madde içerisinde, yapraklarında %17-21 oranında, yumrularında %11-15 oranında ham protein bulunmaktadır. Bileşiminde % 91 oranında su, %1.3 ham protein, % 0.2 ham yağ, %1.1 ham selüloz, % 5.8 N’siz öz madde, %0.9 hazmolabilir protein, ve %9.7 nişasta bulunur.
Tek başına 300-400 gr/da veya karışımda 100-200 gr/da olarak ekilir. Bölgeden bölgeye iklimsel değerlere göre değişmekle birlikte temmuzun 15'inden kasım başına kadar ekim yapılabilir. Tohumları 8-10 günde çimlenip, çok kısa sürede büyüyebilmektedir. Ekimden 10-12 hafta sonra yedirmeye uygun hale gelir.
Hava şartları uygun olduğu sürece toprakta bırakılarak sökülüp taze olarak tüketilebileceği gibi, silaj yapımında da kullanılabilir. Sağlam kökü olduğu için çok az fire verir. Kuru maddesi içerisinde %5 oranında şeker olduğu için hayvanlar severek yemektedirler. Hayvanlarda kabız yapıcı yemlerin durumunu düzeltmek için ilave yem olarak verilir. Sonbaharda erken olgunlaştığı için pancardan daha önce hayvanlara yedirilebilir. Yaprakları ve yumruları küçük parçalara bölünerek verilirse daha iyi sonuç alınmaktadır. Bazen yumruları yerken hayvanın ağzına yumru üzerindeki kurumuş toprak parçacıkları dişlerinin kırılmasına neden olmaktadır. Yıkanıp ya da küçük parçacıklara bölünmesi daha uygundur. Yem şalgamı mısır silajından %11 daha fazla kuru madde, %46 daha fazla protein vermektedir. Ayrıca Mg, Na, Fe, Mn ve Zn miktarları daha fazladır. |
Amerika’da ıslah edilmiş olup OECD kurallarına göre üretilmiştir.
|
Amerika’da ıslah edilmiş olup OECD kurallarına göre üretilmiştir.
Menşei ve üretim yeri Amerika’dır.
|
Amerika’da ıslah edilmiş olup OECD kurallarına göre üretilmiştir.
Menşei ve üretim yeri Amerika’dır.
|
Morfolojik Özellikleri
|
Morfolojik Özellikleri
|
Süt ve et üretimi ekonomisi, büyük ölçüde, bol miktarda en iyi kalitede kaba yeme erişilebilirliğe dayanmaktadır. Otun yanı sıra ot ve çayır üçgül karışımları da ineklerin doğal yemi olup modern ot ve çayır üçgül türlerinin kullanımı, otlak alanlarının kurulumu, bakımı ve kullanılmasında modern teknikler kullanılması ve iyi besleme uygulamaları sayesinde yüksek miktarda süt veya et üretmek mümkün olmaktadır.
Yapılan birçok araştırmada yemin değeri, sindirilebilirliğin yüksekliği ile ölçülmektedir; bu da bir kg kuru madde başına düşen enerjinin bol olması anlamına gelir. Organik maddenin veya hücre duvarlarının sindirilebilirliğinin 1 birim (%) oranında iyileştirilmesi halinde, inek başına düşen günlük kuru madde tüketimi 0.2 kg KM ( Kuru Madde ) oranında yükselecek, buna bağlı olarak da inek başına düşen günlük süt verimi 0.25 litre veya daha fazla artacaktır.
Lezzet katar, Arazideki yıllık üretimin daha dengeli şekilde yayılmasını sağlar, Hem otlatma hem silajda daha fazla yem tüketilmesini sağlar, Besine protein katar, Süt verimini artırır Araziye azot sağlar - masrafları azaltır,
Verimli bir otlak arazi oluşturmak için temel yapının iyi olması şarttır. Şartlar tohumun çimlenmesine ve daha sonrasında bitkilerin büyümesine elverişli olmalıdır. Kullanılan tür ve tohum oranına da bağlı olmakla birlikte hektar başına 15-20 milyon tohum ekilir. Uygulamanın iyi olması halinde, birkaç ay içerisinde ekilen tohumların %15 ila %25'i yeşerir. Burada amaç metrekare başına 3-500 bitki yetişmesi ve her bitkide 10 ila 12 adet kök filiz bulunmasıdır, bu da metrekare başına 5-7000 kök filiz anlamına gelir.
Pullukla sürüldükten sonra tırmıklama yapılırsa çimlenme için en uygun şartlar elde edilir.
Toprağın kuru veya hafif olması halinde serpme yöntemi yerine mibzerle ekimin yapılması daha uygun olmakla birlikte sıra araları daha geniş olduğundan sıralar arasında yabani otlar için yer açılmış olur. Bu sorun mibzerle ekimde iki yönden çaprazlama ekim ile giderilebilir. Serpme yöntemi daha iyi bir dağılım sunar ve arazinin daha iyi bir şekilde kaplanmasına yardımcı olur fakat bu yöntem uygulandığında tohumların üzerlerinin kapanmasına ve nemli toprakla temas halinde olmalarına dikkat edilmelidir.
İlkbahar veya yaz sonu en uygun seçenektir. İlkbahar döneminde nem her zaman yeterli düzeydedir fakat yazın ortasında böyle bir durum söz konusu değildir. Aynı şekilde yazın son günlerinde ve son baharın son günlerinde topraktaki nem içeriği normal şartlar altında yeterli olup, bu dönemde toprak ısısı çimlenmenin iyi ve hızlı bir şekilde gerçekleşmesine yardımcı olur.
Gübre uygulaması için öncelikle toprağın analizinin yapılması izlenecek yöntemin belirlenmesine yardımcı olur. Örtücü bitki yerel şartlara göre gübrelenirken otlak arazisinin bir sonraki yıla kadar gübrelenmesine gerek yoktur (arazinin ilk yılda kullanılması halinde yazın sonlarına doğru az miktarda azot kullanılabilir). Bahar döneminde geçici otlakların gübrelenmesi gerekir.
Azot uygulaması verimi artırır, kuru maddenin yoğunluğunu ve protein içeriğini artırır ve besindeki enerji konsantrasyonunu iyileştirir. 1 kg kuru madde başına düşen besin değeri içeriğine odaklanılması önemlidir. Uygulanacak azotun miktarı arazide kullanılan bitki çeşidi kompozisyonuna (üçgülün bulunup bulunmaması), beklenen verime ve toprak türüne göre değişiklik gösterir.
Ot ve üçgülün potasyum ihtiyacı nispeten daha yüksektir (toprağın durumuna bağlı olarak potasyum ihtiyacı hektar başına yıllık 50-400 kg'dan (180-480 kg K2O) başlar). Farklı toprakların potasyum içeriğinde büyük farklılıklar olabileceği gibi yıl içerisinde gözlemlenen farklılıklar da kayda değer niteliktedir. Toprakta çok fazla potasyum içeriğinin bulunması hayvanlarda sağlık sorunlarına sebep olacağından potasyum seviyesi toprak analizleriyle ve yıl içerisinde birden çok potasyum uygulaması yapılarak takip edilmelidir. Özellikle kış öncesinde toprak ve otlardaki potasyum değerinin iyi olması gerekmektedir çünkü potasyum bitkilerin kış koşullarına karşı dayanıklılığını artırır.
Otların yıllık magnezyum ihtiyacı hektar başına 10 ila 30 kg'dır. Magnezyumun gübre olarak uygulanması gerekebilir. Ot mahsulü her yıl hektar başına 25 ila 50 kg sülfür (S) yok ettiğinden sülfür ile gübreleme yapılması genellikle gerekir.
Otlaklar için hayvan dışkılarının kullanılmasının en iyi yolu, dışkıların otlak kurulumu öncesinde sürülerek toprağa yedirilmesidir. Kurulu bir otlak üzerinde (çamurumsu) sıvı gübre kullanımı, yalnızca kesim amaçlı olarak kullanılan arazilerle sınırlı olmalıdır. Hayvan gübrelerinin kullanılması için en uygun zaman bitki büyümelerinin başladığı dönem olan baharın ilk zamanlarıdır. Uygulama için önerilen miktar 25-35 ton/hektar çamurumsu sıvı gübredir.
Normal şartlar altında, otlak üzerine örtücü bitki bulunması halinde yabani bitki kontrolü yapılması gerekmemektedir. Rekabetin az olduğu geçici otlaklarda yıllık yabani bitkilerin ilaçlanması gerekebilir. Çok yıllık yabani bitkilere ise, otlağın ekimi öncesinde herbisit uygulaması yapılması gerekmektedir.
Hayvanları beslemenin en ucuz ve doğal yolu, hayvanların otlanmasını sağlamaktır. Burada karşılaşılan zorluk ise büyümenin belirli bir düzene oturtulması ve ot boyları çok yükselmeden ve artık yem miktarının az olmasına özen göstererek hayvanlar için yeterli yemin sağlanmasıdır. Amaç, arazi üzerinde en az %90 ekili tür bulunmasını sağlamaktır.
Hayvanların otlaklarda otlatılması farklı şekillerde düzenlenebilir. Otlak sayısı 3 ila 14 arasında değişiklik gösterebilir. Otlak sayısının az olması halinde ineklerin bir otlakta geçirecekleri gün sayısı 7-8 gündür fakat yem kalitesinde gözlemlenebilecek farklılıklar sebebiyle günlük süt veriminde değişiklikler gözlemlenmesi riski doğar. Bu nedenle arazinin daha fazla sayıda otlağa bölünmesi önerilir.
Rasyonlu otlatma çok daha kısıtlayıcıdır. Bu örnekte 8 adet otlak arazi kurulmuş olup hareketli çitler yardımıyla ineklerin günde iki kere yeni bir bölüme geçmesine izin verilmiştir. Buradaki amaç otlayan hayvanlara yarım günlük otlamada (10-15 cm'den 6 cm'ye) yeterli ot vermektir. Bu sistem oldukça yoğun bir sistem olup yalnızca verimi yüksek olan inekler için kullanılmaktadır. Sistemin çok iyi şekilde hazırlanması ve ön bariyerlerin sık sık hareket ettirilmesi gerekir. Diğer taraftan bu sistemle üretilen otların kalitesi değişkenlik göstermez ve besleme yönetimi kolaydır.
Otlatmanın olmadığı sistemde inekler, her gün kesilip büyükbaş hayvan çiftliğine getirilen otlarla beslenir. Bu sistemde iş gücü yoğundur fakat taze ot gerektiği veya herhangi bir sebepten ötürü otlatmanın mümkün olmadığı durumlarda kullanılabilir. Otlatmanın olmadığı bu sistemde yemin kalitesi ve üretim arazisinin verimi de oldukça yüksek olabilir.
Mümkün olan durumlarda otlatma ve kesimin dönüşümlü olarak kullanıldığı birleşik yönetim uygulanması otlaklar için oldukça sağlıklı sonuçlar doğurur. İki tur otlatmanın ardından kesim yapılması otlatmaya uygun otların aynı seviyede olmasına ve kalitelerinin artmasına yardımcı olur. Aynı zamanda hayvanların sürekli otlatma sebebiyle parazitlere maruz kalması riski de azalır. |